Salı, Aralık 20, 2011

Çok tatlısın

Beynimizin bir köşesinde yıllardır sinsi gibi saklanan bir bilgi, geçen gün tamamen ilgisiz bir muhabbet sonucu kendini gösterdi.

- Kıvanç Tatlıtuğ'un babası tatlıcı değil miydi?
- O zaman ona çocukken şeker kuyusuna mı düştün denebilir. Ahahah
- (Aynı anda) Çok tatlısın! Güzelsin! Şekerci mi baban senin!

İki gerzeğin konuşmasını andıran bu diyalogda, Kıvanç Tatlıtuğ'un babasının mesleğinden 90'ların kısa süreli hit'i "Çok tatlısın"a geçişimiz epey hızlı oldu.

Üstelik söyleyen insanın Serap Sapaz olduğunu, klibinde arkasında belediye otobüsüyle siyah bir cabrio'yla Boğaz'da turladığını, şah damarı boyunca kına dövmeler uzandığını da hatırladık.

Hatta o şen günleri tekrar yaşamak isteyen olursa 4.01 dakikalık maydanoz burda:


Perşembe, Aralık 15, 2011

Öyle saçma sapan şeyler hatırlıyoruz ki...

Tam olarak bu...

Bazen öyle abuk vesilelerle öyle saçma sapan şeyler
hatırlıyoruz ki.
O an yanımızda bu çöp bilgileri akıttığımızda anlayamayacak, dinleyemeyecek, kimden bahsettiğimizi bilemeyecek, gülemeyecek vs. biri varsa iyiden iyiye çöküyoruz, ağlamamız geliyor.

Dedik onları buraya akıtalım.

1. Kayıt altına alınır, daha da hiç unutulmaz, beyin çöp kutusundan çıkıp konteynere dönüşür.
2. Bizim gibi hatırlayan varsa o sevinir.
3. Eksik hatırladıklarımızı tamamlayan olursa biz seviniriz.
4. Savrulurken hiç anlamadan ciddi mevzu çıkar, gündeme değer, işimize gelir.
5. Boş işle uğraşmak hoştur, rahatlatır, yumuşatır, ferahlık verir.